Uyumsuz Mektup "Tarentum Kralı I.Pyrrhus'a."
Ey Epir'in Eşsiz Kahramanı ve İsmi Nesiller Boyu Taşınarak Günümüze Kadar Gelmiş, Sonrasına da Taşınacağı Şüphe Götürmeyen Büyük Lider! Obsesif Komutan, Zafer Uğruna Varını Yoğunu Ortaya Koymakta Çıtayı Bin Yıllar Efsanesi Olmaya Taşıyabilmiş Yürekli ve Yüce Asker;
N'aber??
Seninle aramızda olduğunu hissettiğim derin bağ ve büyük yakınlık sebebiyle mektubuma içtenlikle başlamayı tercih ettim. Seni uzun süredir takip ediyorum. Cumhuriyet Savcısı bu sebeple kaçak define aradığımı zannederek beni az kalsın cezaevine gönderecekti. Daha sonra seni takip etmeyi bıraktım. Ondan sonra uzun bir süre sen beni takip ettin. Hatta bu sebeple cumhuriyet psikiyatristi beni az kalsın tımarhaneye gönderecekti. Bence Sevgili Pirus, birbirimizi takip etmeyelim artık. Hem zaten gerek yok. Talih, zaferlerinden bana da pay biçmiş nasılsa ve insanlık, uygarlık, medeniyet, kültür, araba, diş fırçasi, küllük, anı, devlet, millet kadın, elma, bok böceği, benzin istasyonu, yevmiye defteri.. Eskiyen ve yok olan, eskiye ama çok eskiye dair, değişen her şeyin dışında, milattan öncesinde olduğu gibi şimdi de, bin yıllardır da aynılığını koruyan ve aynı yaşanan, aynı olan şeyler var. Hisler.
Zaferinin böylesine kalıcı olabilmesi, yok olmayı gerçekten göze alabilmiş olmanda. Yüreğinin ortadan ikiye nasıl bölündüğünü, ruhunun cayır cayır yanma ihtimalini göze alabilecek kadar inatçı bi götveren olm.. Ruhunun cayır cayır yanacağını bilerek davanda ve hükmünde, doğruluğuna inandığın esastan asla vazgeçmemeyi bilmende. Çünkü "zafer" dediğin şey senin değil, inanıp uğruna mücadele ettiğin şeylerin. O zafer: uğruna feda edebildiklerinindir.
Mücadele sahaları ve savaş şekilleri senden sonra çok kereler değişti Sevgili Komutan. O kadar çok şeyi kaçırdın ki bilsen şaşardın. Mesela sana 1.Pirus diyoruz ve sen bunu bile bilmiyorsun. Lakin gerçek mesele, ne olacağıyla ilgili asla kafa yormadan adını zamana kazıyabilmek, ben bunu çok iyi anlıyorum.
Gidişinden 2311 yıl sonra sana diyebilirim ki; kahramanlık, kahraman olmak için yapılırsa eğer, suya çöp atmak gibi bir şey. Hemen zabıta gelir ve ceza yazar. Kül olup yeniden yanmak için doğmak, eksilmek ve gerekirse bitmek ama yine de gözünü diktiğin ufuktan vazgeçmemek ise gerçek kahramanlık olsa gerek.
N'aber??
Seninle aramızda olduğunu hissettiğim derin bağ ve büyük yakınlık sebebiyle mektubuma içtenlikle başlamayı tercih ettim. Seni uzun süredir takip ediyorum. Cumhuriyet Savcısı bu sebeple kaçak define aradığımı zannederek beni az kalsın cezaevine gönderecekti. Daha sonra seni takip etmeyi bıraktım. Ondan sonra uzun bir süre sen beni takip ettin. Hatta bu sebeple cumhuriyet psikiyatristi beni az kalsın tımarhaneye gönderecekti. Bence Sevgili Pirus, birbirimizi takip etmeyelim artık. Hem zaten gerek yok. Talih, zaferlerinden bana da pay biçmiş nasılsa ve insanlık, uygarlık, medeniyet, kültür, araba, diş fırçasi, küllük, anı, devlet, millet kadın, elma, bok böceği, benzin istasyonu, yevmiye defteri.. Eskiyen ve yok olan, eskiye ama çok eskiye dair, değişen her şeyin dışında, milattan öncesinde olduğu gibi şimdi de, bin yıllardır da aynılığını koruyan ve aynı yaşanan, aynı olan şeyler var. Hisler.
Zaferinin böylesine kalıcı olabilmesi, yok olmayı gerçekten göze alabilmiş olmanda. Yüreğinin ortadan ikiye nasıl bölündüğünü, ruhunun cayır cayır yanma ihtimalini göze alabilecek kadar inatçı bi götveren olm.. Ruhunun cayır cayır yanacağını bilerek davanda ve hükmünde, doğruluğuna inandığın esastan asla vazgeçmemeyi bilmende. Çünkü "zafer" dediğin şey senin değil, inanıp uğruna mücadele ettiğin şeylerin. O zafer: uğruna feda edebildiklerinindir.
Mücadele sahaları ve savaş şekilleri senden sonra çok kereler değişti Sevgili Komutan. O kadar çok şeyi kaçırdın ki bilsen şaşardın. Mesela sana 1.Pirus diyoruz ve sen bunu bile bilmiyorsun. Lakin gerçek mesele, ne olacağıyla ilgili asla kafa yormadan adını zamana kazıyabilmek, ben bunu çok iyi anlıyorum.
Gidişinden 2311 yıl sonra sana diyebilirim ki; kahramanlık, kahraman olmak için yapılırsa eğer, suya çöp atmak gibi bir şey. Hemen zabıta gelir ve ceza yazar. Kül olup yeniden yanmak için doğmak, eksilmek ve gerekirse bitmek ama yine de gözünü diktiğin ufuktan vazgeçmemek ise gerçek kahramanlık olsa gerek.
Pirus, günümüzde de senin zamanında olduğu gibi tek gerçek savaş, insanın kendisiyle olan savaşı. Yürek telini titretecek kadar acı olansa, Pirus zaferinin aslında insanın kendisine karşı kazandığı savaşın sonucuna verilen isim olması. Ve kimselerin bunun farkında olmayışı. Senin sırrın da buydu. Zira sadece kendisiyle olan savaşında kahraman olabilir insan. Sadece kendini yenebilirse kendisinde de bir şey kalmamış olacaktır. Çünkü ne olursa olsun bir tarafın yengisi, öteki tarafın yangısıdır her zaman. Bu sebeple senin zaferin de nereden baktığına göre değişir. Hem yengi, hem yangıdır çünkü. Savaşılan ve savaşan şeyin aynılığı dışında iki sonucun da birlikte var olması başka nasıl açıklanabilir? Kendini harcamadan, kendini nasıl yenmiş olabilir ki bir zebra? (insan da olur.)
Bana gelecek olursak, zaferimin tek anlamı, limonata renkli bir günde, ışığı sızan güneşin huzmesinde dans eden toz tanelerinden gözümü indirdiğimde, masanın üzerinde gördüğüm yaşanmışlıkları koruyabilmiş olmamdır. Sadece benim bildiğim bir şarkıdan, her detayıyla bir paralel evren yaratabilecek ilhamım, o üzerine basılan yaşanmışlıkta gizlidir işte.
Hiçbir zafere "aslında yenilgidir" dedirtmeyecek kadar da bilge ve mağrur olabilmek, her şeye rağmen zaferinin kıymetini bilebilecek komutanlara özeldir.
Zaferimiz Kutlu Olsun Pirus!
Bana gelecek olursak, zaferimin tek anlamı, limonata renkli bir günde, ışığı sızan güneşin huzmesinde dans eden toz tanelerinden gözümü indirdiğimde, masanın üzerinde gördüğüm yaşanmışlıkları koruyabilmiş olmamdır. Sadece benim bildiğim bir şarkıdan, her detayıyla bir paralel evren yaratabilecek ilhamım, o üzerine basılan yaşanmışlıkta gizlidir işte.
Hiçbir zafere "aslında yenilgidir" dedirtmeyecek kadar da bilge ve mağrur olabilmek, her şeye rağmen zaferinin kıymetini bilebilecek komutanlara özeldir.
Zaferimiz Kutlu Olsun Pirus!