GÖÇ KUŞUNUN ZEYTİN AĞACINA VEDASI
bir ara mevsim altında
oldu her şey.
dikenli dal -ki incecik kadındı, ürkek
sonra ışıksız boşluk,
sonra erkek.
Buraya iliştirilmiş olsun.
Önce:
iki kişiden biri;
içinde dans etmediği hiçbir mevsime
gözyaşı
bırakmazdı.
Sonra:
iki kişiden diğeri,
içinde gözyaşı olmayan
hiçbir yangında
yanmazdı.
Hiç kimsenin değil konuşmak, hareket bile etmek istemediği bir ilkbahar ikindisiydi. Bir zeytin ağacının dibine gölge indi. Bir gölge, kırışık bir Mayıs vakti, bir zeytin ağacının dibine indi. Işığı söndü dibinin, zeytin ağacının gölgesi inince, kendi dibine.
Zeytin ağacının gölgesi hem kendinindi, hem kendine.
Sıcaktı. Konuşmak bile istemiyordu kimse. Tâ, kaçgun kuş gelenece:
Zeytin ağacı dile geliverdi gölgesini verirken hem:
Seni bildim, bildim seni, tanıdım.
Beni görmemiştin.
Bir yağmur kuşuydun hani kaç mevsim önce.
bir yağmur kuşuydun
en çok da sesin!
-uzaklardan gibi gelen-
bir de o hep göçermiş gibi yorgun duruşun.
Konuşacaktı göç kuşu ki:
zeytin ağacı "ben" dedi sürekle:
kaygılanmalıyım.
ve bu sadece söylediğin şarkı bitmesin diye olmalı.
çünkü dans etmediysem seninle
beni ağlatamazsın
derken elini uzatıp ağzına,
dur dedi:
bilirim.
sen de içinde gözyaşı olmayan hiçbir yangında
yanmazsın.
şarkısına başladığında göç kuşu, hala Mayıs, hala ikindiydi
yarısında dünyanın.
ve zeytin ağacı,
o yarısındaydı dünyanın.
bir şarkı ve bir sitem
ancak bu kadar güzel dinlenebilirdi.
yırtılabilirdi bir fotoğraf ancak bu kadar güzel:
"yan yana yandık: çıtkırıldın.
sözde öznesiydik edilgen mutlu sonların."
Bir de ekleyelim:
iki kişiden erkek olanı dedi:
bak:
ellerim saçlarında,
saçların belinde,
ellerim belinde,
ellerim,
buz yanığı bir acının içinde.
Göç kuşu dedi:
gittiğimde sana bırakacağım laf şu olacak:
boynuna değecek olursa bir başka dudak
aynaya bak.
bir yıkıntı görürsün.
öncesi ya da sonrası değil,
tam orta yerinde fırtınanın
sessiz.
Eh, kaç senenin zeytin ağacı bu, durur mu
Sözleri ruhuna geçke,
aldığı ilk derin nefeste
konuştu:
Ah ki genç yüreğin murted!
hiç ıslanmadı bir güz yağmuruyla belli.
aynan kırışınca
ortasında durup öfkenin,
yüreğin zalim
yüreğin zalim
yüreğin zalim demeli.
varabilse dilim.
-belirtmek gerek-
bakışları ıslaktı
mazgallardan süzülürken mutluluk,
aklında aşk: tutamadığı tedirgin kırmızı.
bir ara mevsim altında oldu her şey.
yığınıyken mekan insanlığın
başında göç kuşu,
sonunda zeytin ağacı, zamanın.